MİRASIN REDDİ:
Miras toplulumumuzda sanılanın aksine ölenin tüm hak ve borçlarının mirasçılarına geçmesidir. Oysa toplumumuzdaki algı sadece mal ve alacakların geçeceği, borçların ise geçmeyeceği yönündedir. Miras alacak, mal ve borçların tamamıdır. Ölüm ile hiçbir başkaca işleme gerek kalmaksızın miras, mirasçılara geçer. Mirasın reddi, Medeni Kanun (MK) 605-618. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bu sebeple mirasçılar tarafından istenilmesi halinde mirasın yasal süreler içinde reddi gerekir. Mirasın reddi iki şekilde olur.
MİRASIN GERÇEK REDDİ:
Miras bırakının ölümünün ardından , muris ile ilgili olarak hiçbir eşlem yapmayan mirasçılar tarafından ölümden veya ölümü öğrenmeden itibaren 3 ay içinde miras kayıtsız şartsız reddedilebilir. Bu durumda mirasçılar, miras bırakanın borçlarından sorumlu olmayacakları gibi mirasını da alamazlar.Bu beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekir (MK m.609). Aksi taktirde kayda ve şarta bağlanmış ret beyanı geçersiz olacağından mirasçı olurlar.
Herhangi bir nedenle mirası reddetmek isteyen mirasçıların 3 aylık süreyi kaçırmaması gerekmektedir. Ayrıca bu süre içinde tereke yani kalan miras ile ilgili hiçbir işlemde bulunmamaları gerekir. Veraset ilamı alma buna dahil değildir.
Mirasın gerçek reddi Sulh Hukuk Mahkemesinden istenilmektedir. Ret etmek siteyen bir dilekçe ile başvurmalıdır.
MİRAS BIRAKANIN MAAŞI:
Miras ret bile edilse ölenin emekli maaşı alınabilmektedir. Bu husus ta toplumda yanlış bilinen hususlardan birisidir.
TAZMİNAT ALACAKLARI:
Mirası ret , aynı maaş gibi tazminat haklarının alınmasına da engel olmamaktadır.
MİRASI KABULE YÖNELİK BİR İŞLEM YAPILMAMIŞ OLMALIDIR:
Mirası kabul anlamına gelecek bir işlemin ret edecek kişi tarafından yapılmamış olması gerekmektedir. Böyle bir işlem yapılmış ise miras kabul edilmiş sayılmaktadır. Bu bakımdan reskli kişilerde son derece dikkatli olunması gerekir.
MİRASIN HÜKMEN REDDİ:
Bazen bu süreler kaçırılmakta ve miras bırakanın borçlarından sorumlu olmak zorunda kalınmaktadır. Mirasın hükmen reddi, miras bırakılma anında miras bırakanın terekesinin borca batık olması halinde söz konusu olabilmektedir. Bu durumda miras hükmen reddedilmiş sayılır.
Böyle bir durumda bir alacak davası veya icra takibine maruz kalan mirasçılar bunu defi (bir nevi itiraz) olarak ileri sürebilir. Ya da bu hususun tespitini de istemesi mümkün olabilmektedir.
Mirasın hükmen reddi bir süreye bağlı değildir. Bu sebeple ilgililer tarafından her zaman ileri sürülmesi veye istenilmesi mümkün olabilmektedir.
MİRASIN REDDİNİN SONUÇLARI:
Mirasın reddi ile mirasçılık geçmişe etkili olarak, miras bırakanın ölümü anından itibaren sona erer (MK m. 611).Yani mirasın reddi mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak sona erdirir. Tereke, mirası reddetmiş olan mirasçı miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılır. Mirası reddedenin altsoyu (çocuk vs) varsa miras payı onlara geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar. Bu bakımdan mirası reddedenin alt soyu var ise onlar tarafından da mirasın reddi gerekmektedir.
Mirasin gerçek reddi basit usule tabi olsa da, hükmen ret oldukça karışık olup, her iki ret türü bakımından bir avukat yardımından faydalanmakta fayda vardır.